BAKIRCILIK SANATI
Bakır, maden devriyle birlikte insanoğlunun hizmetine girdi. Bakırın doğada kolay bulunabilmesi kullanımının da yaygınlaştırmıştır. Bakır kolay şekil alan bir madendir. Bu özelliği onun çok sık kullanmasına neden olmuştur. (Kaybolmuş meslekler ve Son Ustaları, M.Ali Diyarbakırlıoğlu)
Türklerde ise; bakır atların alınlıklarında, üzengilerinde ok uçlarında, yay ve ok kuburlarında, kalkan ve kılıç kınlarında süsleme ögesi olarak kullanılmıştır. Bakırcılığın tarihi bilinmemekle beraber insanlık tarihi kadar eski olduğu sanılmaktadır. Bakır yakın zamana kadar mutfaklarda kullanılırdı. Fakat daha sonradan estetikten uzak alüminyum kapların artması akabinde paslanmaz çeliklerin ve günümüzde porselen ve teflonların artmasıyla bakıra olan talep azalmış ve daha önce başta mutfak olmak üzere bir çok alanda kullanılan bakır, günümüzde artık dekorasyon malzemesi olarak kullanılmaktadır.
Bakırcılık, Selçuklular döneminde en parlak dönemini yaşamış bu gelişimini Osmanlı döneminde de devam ettirmiştir. Anadolu ve Balkanlarda bir çok bakırcı ustaları mevcuttu. Özellikle Antep ustaları bakırcılıkta söz sahibiydi. Osmanlı döneminde Antep dışında Maraş, Mardin, Diyarbakır, Konya,, Malatya, Elazığ, Kayseri, Amasya, Bursa ve İstanbul’da da bir çok atölye mevcut idi. (Şehr-i Ayıntab-ı Cihan Gaziantep) Hatta yapılan kaplar bakırcı esnafı arasında belli bir sınıflandırmaya girmiş ve yöreye göre isimler almıştır. “Antep İşi”, “Maraş İşi,” Konya İşi”… Bakırcılık mesleği usta-çırak ilişkisine göre öğrenilmesi gerek mesleklerin başında gelmektedir.
Bakırın 4 çeşit yapım tekniği vardır. Bunlar dövme, dökme, sıvama ve İşleme tekniğidir.
1-Dövme tekniği; bu yapım tekniği ilk yapım tekniği olarak kullanılmıştır. Osmanlı zamanında çokça kullanılmıştır. Bu teknik gene olarak çekiçlemek suretiyle yapılan bir tekniktir. İşçilik olarak çok zahmetli ve meşakkatli bir tekniktir. Bu teknik günümüzde fazla kullanılmayıp genellikle sipariş üzerine alınan eserlerin yapımında uygulanan bir tekniktir. Gaziantep’te dövme tekniği de çok kullanılmış ve dövme tekniğinin en iyi ustaları Gaziantepli ustalar idi. Bu teknikte, ürünler tek parça bakırdan imal edilmekte fakat çok büyük ürünler ise; kaynak marifetiyle birleştirmiştir. Öyle ki arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bakır ürünlerde genellikle dövme tekniği kullanılmıştır. Bu da dövme tekniğiyle yapılan ürünlerin ne kadar sağlam olduğu konusunda bize kaynaklık etmektedir.
Dövme işleminde örs, çekiç ve farklı ebatlar tokmak kullanılmaktadır.
2-Dökme Tekniği; M.Ö. 3000’ lere dayanan bu teknik eritilmiş bakırın hazır kalıplara dökülerek dondurulması anlamına gelmektedir. Dövme tekniğine göre kolay olan bu teknikte kısa bir sürede çok fazla ürün elde etmek mümkündür,
3-Sıvama Tekniği; Bakır ürün yapımında şekillendirme işleminde, yuvarlak şekilde hazırlanmış bakır levha, sıvama tezgâhındaki yerine yerleştirildikten sonra, aletin çalıştırılmasıyla döndürülmekte ve döndürülen levhayı şekillendirmeyi yani sıvamayı yapan usta tarafından mıskala veya maskala, mazgal adı verilen bir demir el aracı yardımıyla, tekniğine uygun şekilde kalıba sıvanmaktadır. Kimi bakır eşyaların tümü, kalıp üzerinde sıvanabilmesine karşın, çok ince ve derin kısımları içeren kimi kısımlar kalıp üzerinde sıvandıktan sonra çok ince ve derin olan kısımları sıvayan ustanın beceri ve alışkanlığıyla kalıpsız olarak sıvanmaktadır. Sıvama yöntemiyle şekillendirmede hammaddeyle elde edilmiş bakır levha kullanılmaktadır.
Sıvama tekniğinde sıvamadan sonra perdah makinesi veya eski usul perdah çekiçleri ile son şeklini verilmek üzere perdah aşamasına tabi tutulur. Perdahlama amaç bakırın üzerinde kalan pürüzlerin giderilmesi ve daha da şeffaf bir görünüm kazanmasıdır.
4-İşleme Tekniği; İşleme tekniği daha çok turistik malzemeler için kullanılmaktadır. İşleme tekniği insan gücü ve emeğinin en fazla olduğu tekniktir. Ve günümüzdeki bakırcıların çoğu bu tekniği kullanmaktadır.(Şanlıurfa ve Gaziantep İllerinde Yapılan Bakırcılık Sanatının İncelenmesi, Fatma Ozan KAYA) Daha çok gösterişe dayanan bu teknikte ustalar sadece kalem, çekiç ve mengene kullanılmaktadır. Mengene sıkıştırılan ürün ana hatlar çizildikten sonra işlemeye geçilir. İşlemelerde genellikle bitkisel motifler ve gemotrik motifler kullanılır. Bu süslemer düzenli ve bordürlere ayrılarak yapılmaktadır.
Bakırcılıkta kalem, Örs, Çekiç, Makas, Tokmak, Körük, Ocak, Pergel, Endirek, Eğe gibi malzemeler kullanılır.
Bakır İşleme Ürünlerinden Bazı Örnekler;
-Sahan: Yemek tabağı
-Tas: Ayran veya su içmek için kullanılan kap
-Kazan: Yemek pişirmeye yarayan kaptır.
-Masare Kazanı: Pekmez pişirimede kullanılan büyük kap.
-Teşt: Hamur yoğurmada ve çamaşır yıkamada kullanılan kap.
-Tarak Kabı: Sabun, tarak ve kese koymaya yarayan kap.
-Kil Leğeni: Kadınların yıkanırken saçlarını yumuşatsın diye kullandıkları kilin yoğurulmasında kullanılan kap.
-Seferiye Tası: Yemek koymada ve yemek taşımada kullanılan kap.
-Maşrapa: Su, ayran vb. içeceklerin konulduğu kap.
-Satıl: Su ve sıvı şeylerin taşınmasında kullanılan kap.
-Paşa Mangalı: Ateş konularak ısınmada ve üzerinde kahve pişirilmesine yarayan bir gereçtir. Şimdiler de ise; daha çok dekoratif malzeme olarak kullanılmaktadır.
-İbrik: El, yüz yıkamak ve abdest almak için içine su konulan kap.
-Cezve: Kahve pişirilmesinde kullanılan kap.
-Vazo: İçerisine çiçek koymaya yarayan büyük ve küçük ebatlı olan kap.
-Sini(Tepsi): Yemek yemek için içine kazan, tas ve benzeri şeylerin konulduğu kap.
-Kahve Takımı: Oval olarak yapılan yandan tutacağı olan kapalık-kapaksız kahve içmeye yarayan kap.
-Hamam Tası: Oval olarak yapılan iç tarafında ve dışında süslemeleri olan banyolarda kullanılan bir hacettir.
-Alem: Minare, kubbe, sancak direği gibi şeylerin tepesinde bulunan, ay yıldız yada lale biçiminde de olabilir.
-Supla: Sahan altıdır.
-Buhurdanlık: İçinde tütsü yakılan özel bir kaptır.
-Mumluk/Şamdan: İçine mum konulan bir alettir.
-Sürahi: Sürahi su konulan emzikli ve kulplu bir alettir.
-Semaver: Çay yapımında kullanılan veya su ısıtmak için kullanılan emzikli ve kulpu olan alettir.
Yukarıda saydığımız ürünler dışında savaşlarda kullanılan ok uçları vd. ürünler de bakırdan yapılmaktadır.
Bakır Süsleme Sanatında genellikle bitkisel ve geometrik motifler kullanılmaktadır. Öncellikle bakır eşyanın biçimine uygun motifler seçilir ve bu motifler göz kararı-doğaçlama yapılır. Belirli bir açı ile tutularak nakış yapılırken “V” şeklinde bir kanal izi bırakır. Bakırcılıkta her aşamanın ustaları mevcuttur. Örneğin; Nakış işleyenlere “ Nakışçı” denmektedir. Nakışlanan bakırlar zımpara keçe ile tesviye edilir. Ve kalaylanmak üzere kalaycıya gönderilir. Kalaydan geldikten sonra siyah boya ile nakışlanan yerler boyanır. Kuruduktan sonra silinip temizlenir. Çukur yerler siyah, diğer yerler de kalaylık olarak kalır. Böylece yeni bakıra eski bir görünüm kazandırılır.
Gaziantep’te Bakırcılık sanattan öte bir yaşam şeklidir. Bu sanat dalı sayesinde Ülkemize önemli bir döviz kaynağı da girmektedir. Sanayi devrimini gerçekleştiremeyen ülkelerde tüm el sanatlarında olduğu gibi bakırcılıkta da üst düzey ürünler verilmiştir. Ülkemiz dışında Mısır, İran, Hindistan ve Suriye gibi ülkelerde de Bakırcılığa önem verilmektedir. Gaziantep’te bakırcılığa çok önem verilmiş hatta günümüzde “Bakırcılar Çarşı” adı altında bir çarşı da bulunmaktadır.